Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru Bitcoin fiyatında yaşanan artış ve Bitcoin’in genel olarak çok daha fazla tanınırlık kazanması hükûmetlerin de gözlerinden kaçmamış. 2018 yılının başlarında olmamıza rağmen hükûmetler kripto para düzenlemelerine yönelik ciddi sayılabilecek adımlar atmaya başladılar.
Bu “kripto para düzenlemeleri” olayı bazı ülkeler için savaş, bazı ülkeler içinse öğrenilmesi ve araştırılması gerekilen bir konu haline geldi. Geri kalanlarsa oturup kim ne yapıyor, ICO’lar ne durumda, Blockchain bizim de işimizi görür mü gibi sorularla uğraşıyor.
Aslında bunu pek çok ülke yapıyor. Birkaç ülke haricinde geri kalanlar kripto paraların, özellikle de Blockchain’in, nasıl kendi çıkarları için kullanılabileceklerini bulmaya çalışıyorlar. Tabii Blockchain’in hem ülkeye fayda sağlaması hem de o ülkenin kanunlarına uyum sağlaması gerekir. Bir de işin içinde Çin gibi ülkeler var. Bunlar kripto paralardan hiç mi hiç hazzetmiyorlar ve olabildiğine katı yaptırımlar uyguluyorlar. Çin’in kripto paralara karşı izlediği yolu üç parçaya bölebiliriz: ICO’ların yasaklanması, kripto para borsalarının kapatılması, Çin vatandaşlarının Çin dışındaki kripto para sitelerine erişememeleri için oldukça sağlam bir güvenlik duvarının oluşturulması.
Ancak bu gibi toptan yasakların ve katı düzenlemelerin ne kadar verimli olduklarını sorgulamak gerekiyor. Mesela epey ünlü bir kripto para destekçisi olan Ronnie Moas, kripto paraları zedelemek için yapılan düzenlemelerin Bitcoin için “sinek vızıltısı” olduklarını düşünüyor.
Ronnie Moas yakın zamanda kripto paralara uygulanan katı yaptırımların aslında ne kadar verimli oldukları hakkında yorumlarda bulundu.
“Bu [düzenlemelere] pek aldırış etmiyorum. Bence tamamen sinek vızıltısından ibaretler. Çin, Rusya, ABD ve Güney Kore bir gün bir araya gelip ortak bir açıklama yapmadığı sürece de pek aldırış etmeyeceğim. Bitcoin’in burada kalıcı. Arz ve talep arasında akıl almaz bir dengesizlik var ve bunun önümüzdeki birkaç yıl içinde fiyatı 50,000 $’a ya da 100,000 $’a çıkarmasını bekliyorum. Düzenleme olsun ya da olmasın.” Böylesine iddialı açıklamalarda bulunan Moas, Çin piyasasına gereğinden fazla değer biçilmemesi gerektiğine de değiniyor:
“Eğer Çin Bitcoin’i yasaklarsa Dünya’da geri kalan 190 ülke [Çin’in bırakacağı şeyleri] satın almaktan mutluluk duyar. Eğer Çin Bitcoin’i piyasaya dökerse Bitcoin satışa çıkmış olur ve insanlar yangından mal kaçırırcasına Bitcoin satın alırlar. Bundan endişelenmiyorum. Bundan iki hafta önce ne olduğuna bir bakalım: bir sebep yüzünden Bitcoin 6,000 $’a düştü ve şu an 11,000 $’dan fazla. İki haftada yüzde 80 artış. Sinek vızıltısına aldanmamak lazım.”
Piyasada bazen olumsuz gelişmeler yaşanıyor ve bunlar Bitcoin fiyatını doğal olarak etkiliyorlar. Ancak Bitcoin’in bu gibi olumsuz gelişmelerin etkilerinden kurtulduğunu ve kendini toparladığını epey kez gördük. Mesela Şubat ayında Güney Kore’nin kripto para ticaretini tamamen yasaklayacağına dair söylentiler vardı ve bu söylentiler Bitcoin fiyatında çok ciddi bir düşüşe yol açtılar. Ne var ki Güney Kore hükûmetinden gelen açıklamalarla beraber Bitcoin de kendini topladı. Bunun yanında Hindistan’ın da kripto para ticaretine bir yasak koyacağına dair söylentiler çıkmış ve Bitcoin bu söylentileri de atlatmıştı.
Çin’e baktığımızda ise görüyoruz ki Komünist Parti Kongresi’nde dahi Bitcoin’e Çin sınırları içinde müsaade edilmeyeceği söyleniyor. İyi de Çin’in uyguladığı düzenlemeler ve yasaklar ne kadar etkili oldular? Çin yakın zamanda yabancı Bitcoin sitelerine ve borsalarına erişimi yasaklamıştı ve bu gelişme Çin’in kripto paralara açtığı savaşın ne boyutta olduğunu bize göstermişti. Çin, kendi sınırları içindeki kripto para borsalarını kapatarak kripto paralara karşı açtığı savaşta ciddi avantaj kazanabileceğini düşünmüştü ancak alınan bu kararın aslına bakarsak hiçbir işe yaramadığı ortaya çıktı. Moas’ın görüşüne göre bu mücadeleyi daha sakin olan taraf kazanacak:
“Düzenlemeler yapılacak ancak bu düzenlemeler sektördeki belirsiz şeyler için yapılacaklar. Bu durumun büyük borsaları etkileyeceğini düşünmüyorum. Bitcoin’i, Ripple’ı ya da Cardano’yu etkileyeceğini de düşünmüyorum. Bence insanlar bunu fazla önemsiyorlar. Piyasadaki isimlerin %90’ı dolandırıcı, düşük kalite, yüksek riskli, pump-dump olsa bile umurumda olmaz çünkü piyasa hacminin %95’i en büyük 20 kripto paraya dağıtılmış durumda. Olgun ve bilgili birinin umursayacağı tek şey de bu olmalı.”
Demir Perde’nin Öte Yüzü
Çin gibi bir ülkeye dışarıdan bakarken insanın aklına hükûmetin Bitcoin’i yasaklama konusunda gerçekten başarılı olup olmadığı sorusu geliyor. Bitcoin fiyatı artıyor, Dünya çapındaki genel kanı kripto paraların gelişiyor oldukları yönünde, sektörün içindeki teknoloji büyüdükçe büyüyor. Peki Çin’de ne oluyor? Daha doğrusu, Çin’de Bitcoinciler ve Bitcoin şirketleri tüm bu düzenlemelerin arasında neler yapıyorlar?
Çin’de kurulmuş olan ve en büyük kripto para borsalarından olan Huobi Çin’deki düzenlemelerden tabii olarak etkilendi ancak borsa bu düzenlemeler yüzünden her şeye veda etmedi ve alternatif çözümler arıyor. Huobi’nin dijital pazarlama ekibinden Herbert Sim yakın zamanda şirketin bu düzenlemelerle nasıl başa çıktığını anlattı ve “Houbi Global’ın ana işlerinin şu anda Singapur dışında olduğunu ve Huobi’nin diğer ofislerinin Hong Kong, Kore, Japonya, yakın zamanda da San Francisco gibi Dünya çapındaki büyük yerlerde olduğunu” söyledi. Herbert Sim, Huobi’nin doğal olarak artık direkt olarak Çin’den iş yapamadığını da belirtti. Sim:
“Kripto para yepyeni bir sektör, Dünya genelindeki hükûmetlerin üstünde deneyler yaptığı ve doğru düzgün politikalarla nasıl yönetebileceklerini anlamaya çalıştıkları bir sektör. Ancak hükûmetler hala daha bu deneme sürecini yaşarlarken kripto para borsalarına da kendi kendilerini düzenlemek düşüyor.”
Çin’den ayrılmak zorunda kalsa da diyebiliriz ki Huobi, Çin’in uyguladığı düzenlemelerle doğrudan savaşmaktansa alternatifler aradı ve bir nevi hayatta kalmayı başardı. Borsa hala bu gibi -olası- katı yaptırımlarla başa çıkabilmek için planlar yapıyor. Huobi’nin COO’su olan Robin Zhu da yorumda bulundu ve borsanın söz konusu düzenlemeler sonrasında ne gibi gelişimler gösterdiğine değindi:
“‘Kullanıcı Koruma Fonu’ ve ‘Güvenlik Rezervi’ gibi kullanıcı güvenliği ve korunmasına yönelik girişimler başlattık ve dünyanın ilk özerkçe token listeleyen borsasını, HADAX’ı, ortaya çıkardık. Ayrıca müşteri hizmetlerinde farklı zaman dilimlerinde ve birden fazla dil desteği sunabilen 250’den fazla çalışanımız var.”
Huobi özelinde bakacak olursak diyebiliriz ki Çin’in aldığı bu agresif kararlar Huobi’yi batırmaya yetmedi. Hatta aksine borsa artık Çin’in dışına çok daha rahatlıkla yayılabilir hale geldi. Sim de konu hakkında şöyle yorum yaptı:
“Kullanıcı tabanımız istikrarlı olarak katlana katlana artıyor. Çin’deki kullanıcı tabanımız da normaldeki gibi erişmeye devam edebiliyor çünkü uluslararası, küresel bir markayız.”
Düzenleme Şart
Kripto para sektörüne belli başlı düzenlemeler getirilmesi şart, buna bir şey demiyoruz. Çünkü piyasa artık göz ardı edilemeyecek kadar büyüdü ve bu sektörün atık küresel topluma bir şekilde adapte olması gerekiyor. Tabii bunun için belli başlı kurallara uyum sağlaması gerekiyor. Şu anda zaten pek çok ülke kripto paraların Dünya’ya neler katabilecekleri konusunda heyecanlı ve araştırmaya devam ediyor. Ancak kripto paraları yok etmeyi düşünenler, Çin’in yaptıklarına ve kripto para piyasasının güncel duruma bir göz atıp bu “yok etme” işinin kolay olmadığını görebilirler. Bitcoin Dünya’nın her köşesine ciddi ölçüde yayılmış durumda. Bir devlet insanları Bitcoin’e erişmekten alıkoyuyorsa insanlar ne yapıp ne edip piyasaya erişmenin bir yolunu buluyorlar. Diyelim ki devletin uyguladığı yasaklar ağır bastı, o ülkede yaşayan kimse Bitcoin’e erişemiyor. Diğer ülkelerdeki yatırımcılar için hava yine hoş olacak.