Google, Facebook ve Uber: Mahşerin Üç Atlısının Blockchain Atına Binme Vakti Geldi Mi?
İngiliz menşeli bir firma olan Juniper Research yakın zamanda çok uluslu şirketler tarafından blockchain kullanımının an meselesi olduğunu ifade eden bir araştırma yayınladı. Analistler 10 şirketten 6 tanesinin bu teknolojinin uygulamalarından faydalanmayı veya çoktan kurumsal blockchain hizmetleri geliştirme aşamasında olduğunu ifade etmekte:
”Bu firmaların üçte ikisinin (%66) 2018 yılı sonuna kadar kendi sistemlerine blockchain entegre etmesi bekleniyor. Araştırmaya konu olanların sadece %15’i bu teknolojiyi kulaktan dolma bilgilerle bilirken, %75 ise bu teknolojinin kullanımının ”çok faydalı” olacağını düşünmekte.”
Daha önce sizlerle Microsoft ve Amazon gibi devlerin hizmet alanlarının bir kaçına blockchain teknolojisi eklemeyi düşündüğü haberleri aktarmıştık. Bunların en güncel olanları Microsoft‘un Kimlik Biriminin başındaki isim olan Ankur Patel tarafından Consensus 2018 sonrasında tanıtılırken, Amazon tarafından ise bugün duyurulmuştu. Microsoft ve Amazon örnekleri çok uluslu şirketlerin kripto dünyasına doğru dalga dalga ilerlediği gerçeğinin tek örnekleri değil tabii ki. Huawei telefonlarına Bitcoin Cüzdan uygulamasını eklerken, Samsung ise devasa tedarik zincirini yönetebilmek ve kontrol altında tutabilmek için bunu kullanacak. Başka bir çok uluslu şirket olan IBM ise Nestle, Unilever ve Walmart ile bir araya gelerek blockchain kullanımı ile gıda güvenliğini arttırmayı planlamakta.
Ancak bütün bunlara rağmen blockchain teknolojisini başarılı bir şekilde uygulayabilmiş en azından bir çok uluslu şirket hatırlayabiliyor muyuz? Çok zor. Ancak iş tam olarak burada Kodak veya Tulip BioMed gibi şirketlerin piyasa hacimlerini arttırmak için kullandıkları ”mucize etkisi” olayına geliyor. Tulip BioMed’in yıllık büyümesi, şirketin isminde ”Bitcoin” kelimesinin yer almasından sonra %43.500 artış gösterdi. Bu sebeple kamera ve tıbbı malzeme üreticilerinin zaten karlı olan üretim hatlarında nasıl ve neden blockchain teknolojisine ihtiyaç duydukları sorusu ortaya çıkıyor.
Bu sebeplerden ötürü bu haberde blockchain teknolojisinin Google, Facebook ve Uber gibi küresel devlerin karını ve hizmetlerini geliştirip geliştiremeyeceğini, arttırıp arttırmayacağını veya niçin bu kuruluşlardan henüz sağlam bir blockchain hamlesi gelmediğini inceleyeceğiz.
Googlelaşma Görecek Miyiz?
Geçtiğimiz on yıl içerisinde Google’ın el atmadığı tek bir devrimsel teknoloji bile bulmak çok zor. Bulut teknolojisi, sinirsel ağlar, büyük veri, yapay zeka, arttırılmış gerçeklik, sürücüsüz arabalar, makine öğrenimi, bütün bunlar ya şirket tarafından uygulandı ya da şirket tarafından üretildi. Ancak olay blockchain teknolojisine geldiğinde Google hiç oralı bile değil. Ya bütün bu şirketlerden ve geliştiricilerden ayrı olarak bir şey biliyor, ya da Google ihtiyarlamaya başladı.
CBinsights, Google’ın blockchain şirketlerine yatırım yapan şirketlerin küresel sıralamasında ikinci olduğunu belirtiyor. Google içerisinde özel girişim hizmetleri (LedgerX) ve ticari servisleri de bulunan 6 yatırım yapmış. Bunun sebeplerinden bir tanesi Google’ın blockchain startup şirketlerine yaptığı yatırımlardan kar elde etmek istemesi ve bu endüstrinin bakış açısı ile yapısını anlamak istemesi olabilir.
Google’ın yaptığı blockchain yatırımlarının bir sebebi ise, şirketin kurumsal işlemlerini geliştirmek için blockchain teknolojisi kullanmaya niyetlenmiş olması olabilir. Bu olasılık biraz daha üstün bir ele sahip çünkü Google yakın zamanda blockchain tabanlı bir bulut servisi geliştirmeye başlamıştı.
Bu yeni çözüm sadece bulut sunucularında depolanmış kişisel veriler için yüksek düzeyde güvenlik sağlamaktan öte, aynı zamanda Google’ın, çoktan blockchain trendine ayak uyduran diğer startup şirketlerine göre avantaj elde etmesini de hedeflemekteydi. Çoğu durumda Google, kişisel verilerin kripto para birimleri ile kesiştiği yer konusunda çok da dikkatli ve koruyucu olamıyor. Özellikle internet kullanıcılarının çoğu sistemdeki işlem ve gönderici bilgilerinin hepsinin kaydedildiği ve kullandıkları cüzdanların üçüncü taraf erişimine karşı savunmasız olduğu Bitcoin ve Ethereum‘un sözde gizliliğini anlamış durumda.
Bitcoin ve Ethereum’un zayıf noktalarını kapatan gizlilik odaklı kripto para birimleri Zcash ve Monero’nun da başı bu sıralar belada. Bunun gibi gizlilik odaklı kripto para birimleri bir kaç ülke tarafından uygulanan yaptırımlarla karşı karşıya kaldı. Japonya gibi ülkelerin bu gizlilik odaklı kripto para birimleriyle olan asıl meselesi ise bunların kara para aklama ve terörizm finansmanı gibi amaçlar ile kullanılabilecek potansiyele sahip olmaları. Bunun sonucu olarak geçen ayın sonlarında ünlü kripto para borsası CoinCheck, XMR, DASH, ZEC ve REP‘i borsasından kaldırdığını açıklamıştı.
Yapılan deneyler Google Adwords gibi bağlamsal reklam hizmetlerini de etkileyebilir. Reklam piyasası son on yıldır en dinamik gelişim gösteren endüstrilerden bir tanesi. Şimdilerde çoğu işletme İnternet üzerindeki müşterileri için kıran kırana bir savaş vermekte. Tıklamalar, ve görüntülemeler. Bunlar ve buna benzeyen özellikler neredeyse web uzantısına sahip dünya üzerindeki bütün şirketlerin reklam kampanyası haline dönüştü. Ancak günümüzde internet tabanlı reklamcılık girişimciler tarafından çok büyük para miktarları ile şımartılmakta ve çıta her geçen gün daha da artmakta. Şimdilerde bir müşteriyi çekmenin maliyeti 6 dolara kadar çıkabilmekte. Google ve Facebook bu konudaki reklamcılık tekellerinden iki tanesi ve ikisinin bu endüstrideki hisseleri toplamı %72 gibi bir orana tekabül etmekte. Mevcut durum onların eski usul gelenekleri neden değiştirmek istemedikleri hakkında kanıt görevi bile görebilir.
- * AdAge tarafından verilen veriler
- ** Interactive Advertising Bureau 2017’nin yarı yıl raporu konu alınarak yapılan tahminler
- *** Procter & Gamble Bütçe yetkilisi Marc Pritchard tarafından yapılan tahminler
Bütün bunlardan dolayı reklamcıların daha makul fiyat arayışına çıkması ve bunu blockchain temelli reklam ağlarında bulması Google’ı korkutan ve Google’a kendisini geliştirmesi gerektiği uyarısını yapan etken.
Örneğin bir çoğumuzun bildiği internet tarayıcısı Mozilla Firefox‘un yaratıcısı Brandon Eich yeni projesi olan Brave‘i tanıttı. Brave kullanıcılara sadece konu ile ilgili ve ilginç reklamları görüntülemeleri karşısında içsel bir kripto para birimi veriyor. Blockchain teknolojisinin Google hizmetlerini nasıl değiştireceğini başka bir kanıtı ise Ubex isimli bir startup. Ubex direkt olarak reklamcıları ve webmaster’ları birbirine bağlayarak tam bir otomasyon süreci sağlıyor ve sonuç olarak tanıtım için daha çekici şartlar ortaya çıkmış oluyor. Bunun gibi bir teknoloji reklam sektöründeki bu tekelleşmenin ve spam e-posta veya reklam sorununun önüne geçebilir. Çünkü bu teknoloji ve sinirsel ağ kullanıcı davranışlarını analiz edip onların tercihlerini topladığı için gösterilen reklamları çok aza indirgeyebilmekte. Ubex kurucularına göre, blockchain’in, yapay zekanın ve sonuç başına ödeme yapma sisteminin kombinasyonu interneti gereksiz reklamlardan kurtarmaya ve bunu %100 oranında dönüştürmeye yardımcı olabilir. Gelecekte insanlar internette gezindiği süre boyunca sadece bir reklam görecek ve bu da onun o an tam olarak ne almak istiyorsa onu karşısına çıkartacak.
Tabii bunun alışveriş bağımlıları için iyi mi yoksa kötü mü olduğuna sizin karar vermeniz gerekmekte.
Bu yenilik ve optimizasyon süreci hala genel olarak reklam tıklamalarına ve buna bağlı istatistiklere bağlı olan matematiksel ve mantıksal analiz sürecini de etkileyecektir. Sonuç olarak internet topluluğu davetsiz spam reklamlardan kurtulacağı ve marka sahipleri de sadece kar getiren hizmetlere para vereceği için iki taraf için de bir kazan-kazan durumu söz konusu olacak.
Bu tip bir hizmetin multi milyar dolarlık bir piyasaya girişi Ethereum blockchain’inin Proof-of-Work algoritmasını, Proof-of-Stake algoritmasına çevirmesi gibi önemli olabilir çünkü mevzu bahis hizmet, şu anki reklam endüstrisinin tam da ihtiyacı olan tedavi. Ancak Google da sadece blockchain’in hedeflenen eylemler için gereken ödeme modeline geçme fikrini paylaşıyor mu? Bu soru Google’ın piyasadaki lider konumunu koruması için çalışması gereken bir konuyu içeriyor. Ubex kurucusu Artem Chestnov şunları ifade etti:
”Google bizim ve kendi yönetim ekibinin düşündüğünden çok daha hızlı bir şekilde blockchain alanına giriş yapacak çünkü açıkça söylemek gerekirse başka seçenekleri yok. Çoktan bu alanda geç kaldılar ve bir sürü ciddi şirket alımı ile kaçırdıkları vakti yakalamaya çalışacaklar. Önümüzdeki yıl itibariyle teknoloji devinden bir çok multi milyar dolarlık birleşme ve satın alma haberi görebiliriz.”
Dahası, Haziran ayında reklam piyasası, ICO ve kripto para ile ilgili reklamların yasaklanması nedeniyle, elde ettiği toplam karın %74’ünü kaybetti. Yakın zamanda Vitalik Buterin tarafından, Ethereum’u terk edip Google’a geçmesi hakkında açılan anket ve oylama sadece dalga geçme amacıyla mı yapıldı yoksa ciddi ciddi bir ”Googlelaşma” adımı mıydı?
Facebook: Kendininkini Oluşturmak İçin Diğerlerininkini Yasaklıyor
Facebook son iki aydır kripto para ve blockchain ile ilgili konular yüzünden manşetlere sık sık çıkmaya başladı. Mark Zuckerberg‘in parlak fikri ya yakında piyasaya çıkacak diye yayılan ICO dedikoduları ile sarıldı, ya da kripto para reklamlarının yasaklanması ve kullanıcıların verilerinin çalınması skandallarıyla çevrildi.
Çoğu kripto kullanıcısı için Facebook kurucusu Mark Zuckerbeg’in 2018 yılı içerisinde kripto para birimlerini derinlemesine incelemek istediği açıklamasından sonra bu yasaklama hamlesi biraz garip gelebilir tabii ki.
11 Mayıs tarihinde bütün dünya Facebook’un, bütün bunlara rağmen, kendi kripto para birimini piyasaya sürme planları olduğunu öğrendi. Bu olayın ne zaman gerçekleşeceği veya ne gibi faydalar getireceği hala kesinleşmemiş olsa da yetkililer Facebook’a özel bir tokenin platformun içinde kullanılacağının kesin olduğunu açıkladılar. Aynı Telegram gibi, Facebook da blockchain kullanımı için alt yapı hazırlamakta ve belki de yeni teknolojileri görmezden gelmenin eninde sonunda gelecekteki gücü kaybetmeye yol açacağını anlıyor olabilir.
Şirket yetkilileri blockchain ile donatılmış bir sosyal medya ağının herkes için monotonlaşmış bir oyundaki kuralları bütünü ile değiştirebileceği olasılığının henüz farkına varmadı. Ancak eğer böyle bir kullanıma geçerlerse sizin fikirlerinizi ve düşüncelerinizi
Geliştirici takımı Daha önceleri Coinbase ve PayPal gibi sektörün lider firmalarında çalışmış olan David Marcus tarafından yönetilmekte:
Marcus’un yayınladığı gönderi optimistik olsa da, gerçekte olan durum blockchain band genişliğinin Facebook’u küresel bir blockchain platformu yapmada karşılaşabileceği zorluk olasılığını da barındırmakta. Örnek olarak Bitcoin ağını düşünelim. Bitcoin ağı saniyede 2-5 arası işlem işleyip onaylayabilirken Ethereum ise 1200 işlem kapasitesine sahip. Bu numaralar saniyede kolaylıkla 25.000 işlem onaylayabilen Visa gibi geleneksel sistemler ile karşılaştırıldığında çok minimal kalabiliyor.
Zephoria‘ya göre Facebook üzerindeki her 60 saniyede şunlar gerçekleşmekte: 510.000 yorum yapılıyor, 293.000 durum güncellemesi yayınlanıyor ve 136.000 fotoğraf yükleniyor. Ethereum ağının ise saniye başına 1200 işlem işleyebileceğini çoktan biliyoruz. Kullanıcı verilerinin blockchain’e aktarımı da kendine has tuzaklara sahip olabilir ki bu konu geçenlerde yaşanan kullanıcı verisi skandalı yüzünden şirkete 100 milyar dolarlık piyasa hacmi kaybına yol açmıştı.
Her şeye rağmen eğer Facebook ciddi anlamda merkeziyetsizlik ile bir dostluk bağı kurmayı başarabilirse, bu dostluk Ethereum kurucu ortağı Joseph Lubin‘in tahmin ettiği gibi ”aynı hizmetleri sunan merkeziyetsiz bir platform” olacak, ya da şimdiki Steemit platformunun modeline benzer bağımsız yönetim ve merkeziyet konseptine sahip olacak. Steemit geliştiricileri herhangi bir sosyal aktivitenin klasik beğenme veya beğenmeme yöntemi yerine kripto para platformları veya kullanıcıları tarafından ödeme aldıkları bir sistem yaratmayı başardılar. Bunun yanı sıra kullanıcıların hareketleri, gönderileri, yorumları veya oyları bir veri tabanında değil de direkt olarak blockchain üzerinde kayıt altına alınmakta.
Herhangi bir pazarlama verisini kullanıcı kimlikleri ile birlikte tutan Facebook’un aksine blockchain bilgiyi kategorilere ayırabilir ve veriyi ayırabilir. Bu da kişilerin gizliliğini (kimlik bilgileri), reklam sektöründekiler için yararlı olan bilgilerden – demografik bilgiler, tercihler, alışkanlıklar vb. – ayırmayı sağlar.
Dahası, Facebook veri toplama sistemi opt-in ( Bir grup ya da sisteme katılmaya karar vermek, izinli veri tabanı) olmamakla beraber, tamamen opt-out bile değil. Ki bu durum kullanıcıların elindeki bütün gücü Facebook’un eline vermekte. Dağınık cüzdan teknolojilerinin kullanımı, kullanıcılara, kendi verileri hakkında ve bunu paylaşarak fayda sağlama olanağı üzerindeki bütün yetkileri verebilmekte.
Tamı tamına bir merkeziyetsizlik, bu kaynaklar üzerindeki her bir kaydın dokunulmamış kalmasına ve ileride hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğine veya silinemeyeceğine inanmamızı mümkün kılmakta. Buna ek olarak yüksek kalitede telif hakkına sahip içerikler, kullanıcılara çekici geldiği müddetçe likit kripto para birimleri ile ödüllendirilebilmekte. Şu an günümüzde tamamiyle merkeziyetsiz sosyal medya örnekleri var ki bunlar bize blockchain kullanımının tipik bir internet kullanıcısı için ne denli yararlı olabildiğini göstermekte. Bu gibi platformlar katılımcı aktivitelerine müdahale etmez, onların mesajlarına erişim hakkı yoktur ve onları kendi görüşlerini ifade etme konusunda hiçbir şekilde yasaklamaz. Bu yöntem zarar vermek için kullanılabilir mi? Büyük ihtimalle. Herhangi bir yönetim olmayan tam merkeziyetsiz platform kullanıcıların kırıcı veya acımasız materyaller, yasaklı içerikler veya gizli bilgiler paylaşmalarına yol açabilir
Uber Müşterilerine Blockchain Gerekli Mi?
Uber gibi şirketler hizmet veren kurum veya kişileri onların hizmetine ihtiyacı olan insanlar ile birleştiren ve bir araya getiren toplayıcı veya merkezi bilgi platformu gibi olanaklar sağlamakta. Aynı zamanda kullanıcılar bu zincir içinde tek bir bağdan fazlası olduğunu fark edemese bile, bu halkaların ve bağlantıların her biri hızı, kaliteyi ve sağlanan hizmetin masrafını etkilemekte.
Uber merkezi platformların sahip olduğu bütün özellikleri bulunduruyor. Bu özelliklerin arasında toplayıcılara ait sunucular ve yazılımlar, platform tarafından kontrol edilen başka bireyler tarafından diğer bireyler ile iletişime geçme mekanizmaları ve dahası yer almakta. Uber’i ele aldığımızda ise kullanıcılar uygulama aracılığıyla gideceği yer konusunda bir istekte bulunuyor ve bu istek daha sonra sunucuya gönderiliyor, sunucudan ise şoförlerin merkezine aktarılıyor. Yolculuğun sonunda sürücü parayı alıyor. Peki Uber bu işlemden ne almakta? Onlar da taksiciye verilen yolculuk ücretinden belirli bir yüzdelik dilim almakta.
Bir şirketin kendi sistemi içerisinde olan her şeyi kontrol edebilmesi ve işi üstlenen kişiler ile (sürücüler) olan çalışma şartlarını dikte edebilmesi bu şirkete gücü kötüye kullanabilme yetkisi verir. Uber’in şimdiki işletme politikası ile birlikte şirket, merkezi güç olmadan çalışmayacak bir yapıya sahip.
Ancak blockchain kullanımının Uber tarafından yaratılan bu iş modelini nasıl yok edebileceğini konuşmadan önce, bir anlığına durup blockchain teknolojisinin sahip olduğu ve sahip olduklarının kullanımının fayda sağlayabileceği yönlerini keşfetmekte fayda var.
Aslında blockchain bir dağınık cüzdan olarak devam eden blok zincirleri sıralamasını temsil eder ve bu yüzden aşırı güvenlidir çünkü şifrelenmiş anahtarlar kullanır. Bilgi tek bir yerde depolanmaz. Bunun yerine zincirin her bir bloğunda ayrı ayrı depolanır. Böyle bir sistem sayesinde hiçbir merkezi güç gerekmez ve servis sağlayıcı ile tüketici birbiri ile direkt olarak iletişime geçebilir. Konu hakkındaki önemli bir başka gelişme ise para birimi değişim opsiyonunun çoktan bu teknolojiye eklenmiş olmasıdır.
Blockchain teknolojisi bir çok avantaja sahip ancak bu teknolojinin Uber gibi mevcut sistemleri değiştirebilme şansı var mı? Bilgi aktarımı konusunda aracı bir kurum olarak hizmet veren merkezi kurumlar yerine, sürücü olmak isteyen kişiler kendi üst bilgilerini çoktan blockchain ile bağlantılı bir profile aktaracaklar. Sistemde yeni bir müşterinin belirdiği her seferde blockchain ağı müşteriye en yakın olan sürücüleri filitreleyecek ve bu sayede müşterinin teklifini kabul edebilecek. Ödeme ise mevcut eşler arası ağ sayesinde yapılabilecek. Sistem aslında Uber gibi aracı kurumların yaptığını otomatik olarak yapabilecek.
Blockchain teknolojisinin toplu taşıma içi nasıl kullanılabileceği konusundaki bir örnek, ABD tabanlı bir havacılık taksisi üreticisi Vimana Global firmasını inceleyerek gözlemlenebilir. Bu hava taksilerinin navigasyonu, kordinasyonu ve yönetimi blockchain düğümleri arasında durmadan değişen bilgi ile beraber yönetilir ve sistemin merkezinde yatan araçlar düğümlerin de ta kendisini oluşturur. Ancak toplu taşıma içerisinde tamamıyla güvenli blockchain uygulaması kullanımını gerektirecek kadar önemli bir endüstri dalıdır. Geliştiriciler verilerin depolandığı ve bilginin aktarıldığı yolları tamamıyla baştan yaratabilirler. Ancak bu kullanım binlerce veya milyonlarca yolcuya geldiğinde bunu kaldırabilecek denli bir band genişliği sağlayabilecekler mi?
Zamanı Geldi Mi?
21. yüzyıl bilgi devriminin yüzyılıdır. Yeni teknolojilerin gelişimi ve İnternet’in her yere yayılması geleneksel piyasadaki ilişkileri kökünden değiştirdi. 2000’li yılların başı gibi yakın bir tarihte dotcom balonu esnasında, bir çok girişimci küresel ağın gelişimi ile ortaya çıkan yeni madenleri gördü ve daha sonra küresel kurumlara dönüşen başarılı servisleri ve hizmetleri piyasaya sürdü. Bu sebeple dağınık cüzdanların var olması ile beraber, çoktan kurulmuş olan internet piyasalarını geliştirmeye ve değiştirmeye yönelik bir sürü fırsat gene ortaya çıktı.
En büyük kurum ve kuruluşlar kendi işletmelerini blockchain ile değiştirme konusunda ne kadar ciddiler? Bu soru mevzu bahis teknoloji hakkında neredeyse her şeyi bilen birisi tarafından cevaplandı. Ethereum’un kurucu ortağı Joseph Lubin bazı dünya devleri hakkında çeşitli şakalar yaptı:
”Oracle blockchain yolculuğuna daha yeni başlamakta. Apple ise olaydan tamamen habersiz ve umursamaz bir tutuma sahip. Google yatırım yapmakta ancak şu an için bir çok aktivite yapmakta oldukları kesin değil. Amazon’u bu konuda çok fazla görmedik, bu sebeple göreceğiz.”
Merkeziyetsizlik büyük kurumların lojistik, güvenlik veya veri depolama konusundaki işletme süreçlerini otomatikleştirebilir ve optimize edebilir. Gene de Google, Facebook veya Uber gibi dev kurumlar blockchain startup şirketlerinin bugün elde ettikleri konuma gelebilmek için biraz büyümeye ve de büyüme için gereken zamana ihtiyaç duymakta. Madalyonun diğer tarafında ise, eğer küçük kurumlar yakın gelecekte kendi sistemlerine yenilikçi çözümleri eklemeyi ihmal ederlerse, internet piyasasındaki tekelleşme, blockchain piyasasında da aynı şekilde gerçekleşebilir.
Bu sebeple bu tarihe kadar iki tarafı birbiri ile durmadan rekabet ederken gördük. Bir tarafta çok sayıda ICO startup şirketi ve blockchain teknolojisi tanıtmayı ve kullanmayı içeren monoton işlemleri, diğer tarafta ise bu teknolojiyi uygulamak yerine onu tecrübe eden ve ona yatırım yapan büyük kurum ve kuruluşlar. Dijital teknoloji çağının FOMO (bir şeyleri kaçırma endişesi) evresinden, daha temel bir şeye dönüşeceği hayali hala suya düşmüş değil. Ancak bu değişim, sadece ve sadece blockchain’in kitlesel tanıtımının, şu alanda tasarlanması gerçekleştikten sonra mümkün olabilir: internet teknolojisi, yazılım ve bankacılık.